Eskrim Blog

Hayal Etmek Ve İnanmak

Küçük yaşta çocuklarını yarıştıran aileler ve hocalar çocuklara zarar verirken, eğlenmesini sağlayan hocalar onlara yarar sağlar.

1-) EĞLENCE İÇİN : Nasıl bir binayı ayakta tutan temeli ise, eskrim  sporunun  temeli de eğlencedir. Sporu eğlence için yapmaya başlamayan çocuk, kısa zamanda sporu bırakır. Çünkü keyif almaz.

2-) ANTRENMAN/ GELİŞİM İÇİN : İnsan gelişince, beyni dopamin salgılar. Ama gelişim süresince rekabet olursa, çocuk gelişimi haz ile değil, kaygıyla beraber kodlar. Kaygı da gelişimi durdurur. Bu tür çocuklar, sık sık tökezleme dediğimiz davranışı sergiler. Aynı  öğrenmeyi test kaygısıyla birleştiren çocuğun, sınavda bildiği soruları yapamaması gibi. Yine maalesef, eğlence sürecinde olduğu gibi, gelişim sürecinde de çocukları rekabete sokuyoruz. Böylelikle çocuklar ya spordan soğuyor ya da kapasitelerinin üstüne çıkamıyor.

3-) MÜSABAKA İÇİN : Üçüncü olarak, spordaki en önemli beceri, duygusal gelişimdir. Küçük yaşta rekabete giren çocuk, kazanma ve kaybetme kaygısıyla spor yapar. Bu kaygı da onun duygusal gelişimini zedeler. Zaten çoğu aile de şikayet eder: “Kızım/oğlum artık  eskrim ‘e gitmek istemiyor.” Çünkü olay spor yapmaktan çıkıp, kazanma ve kaybetme (rezil olma) olayına dönüşmüştür. Çocuk spordan değil, kaygıdan kaçıyordur. Amaç eğlenmek ve gelişimden çıkıp kazanmaya dönüşünce, kaybedenler eskrim sporundan  soğur, kazananlar da yerini korumak için hırslanır. Hırs da en önemli kaygı kaynağıdır. Gelişen çocuk hırslı değil, azimlidir. 

HOCANIN KALİTESİ Yurt dışında bu üç evrede (eğlence, gelişim/antrenman ve müsabaka) hoca değişir. Çünkü üçü de ayrı hocalık becerisi gerektirir.  (Bazen bir hoca iki evrede aynı anda etkin olabiliyor.) Ama maalesef bizde yine üç evrede de çocuk aynı hocadan ders alır. Çocuğunuzun sadece eğlence, sosyalleşmek veya sağlıklı olması için spor yapmasını istiyorsanız, rekabete zaten hiç sokmayın. Bırakın çocuk keyif alsın. Zaten keyif alan çocuk gelişmek ister ve spora devam eder. Profesyonel sporcu olmasını istiyorsanız, o zaman da belirli yaşa kadar rekabete sokmayın. Kazanmak için spora başlayan ya başarısız ya da mutsuz bir şampiyon olur.  Bu iki durumda çocuk kayıptadır.

1997 yılında  iyi eskrimcileri kötü eskrimcilerden ayıran özellikleri keşfetmek için bir araştırma yapılıyor. Eskrim sporuna başlayacak olan, yaşları 7 ile 8 arasında değişen 157 tane aday bulunuyor. Onlara detaylı bir anket veriliyor. Sonra da bu çocukları lise mezuniyetine kadar takip ediyorlar. Mezuniyetten sonra bu çocukların becerilerini ölçüyorlar. Becerilerine göre de çocuklar  üç gruba ayırılıyor:

 1-)En iyiler

2-)Orta seviyede olanlar

3-) Kötüler.

Bu üç grubu; IQ, matematik becerisi (bu konuya bir sonraki yazımızda değineceğiz-  matematiğin eskrim ile  bağlantısı ), ritim duygusu, motor becerileri, sosyo ekonomik durumları açısından karşılaştırıyorlar. Hiç bir fark çıkmıyor.Üç grup sadece iki açıdan farklılık gösteriyor. Birincisi antrenman süresi. Kötü grup haftada ortalama 4,5 saat, orta grup  9 saat, iyi grup 18 saat antrenman yapmış. Araştırmanın burası çok ilginç değil. Çünkü pratiğin etkisini zaten biliyoruz. Çocuklar, ankette bir soruya verdikleri yanıt açısından da farklılık gösteriyor. O soru da şu: ne kadar süre  bu sporu yapacaksınız? Bazıları sadece ilkokul/ortaokul  sonuna kadar ,  bazıları lise sonu , bazıları da hayat boyu diyor. Hayat boyu diyenler en iyi eskrimciler  grubu  çıkıyor. Yani eskrimci  olacağına inananlar en fazla antrenmanı  yapmış ve en iyi grup olmuş. Hikaye bundan sonra  daha da ilginç hale geliyor. Çocuklara bir soru daha soruyorlar : Acaba pratik mi daha önemli inanç mı? Bu sorunun cevabını bulmak için her 3 grubun aynı derecede antrenman yapmış çocuklarını buluyorlar. Bu çocukların antrenman süreleri eşit ama inançları farklı. Hayat boyu bu sporu yapmak isteyenler aynı sürede antrenman yapmış olmalarına rağmen ilkokul sonuna kadar bu sporu yapacak olanlardan ,tam 4 kat daha fazla başarı gösteriyor. Yani bu spora başlamadan önce “Ben eskrimci olacağım “ ya da “ Ben bir eskrimciyim”  düşüncesine inanmak , tam 4 kat başarı getiriyor. 

Hayal etmez isek başarmamız  mümkün değildir.

Erkan Saygaç,

Organizasyon Kurulu Üyesi,

İzmir Eskrim İl temsilcisi

Hayal Etmek Ve İnanmak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön