Inna Deriglazova ile Röportaj
Flöre sporcusu Inna Deriglazova, kadın flöre branşında uzun yıllardır spor kariyerini en üst düzeyde platformlarda devam ettirerek, bu arenada bir güç olduğunu kanıtlamıştır. 2019 yılında Budapeşte’de düzenlenmiş olan son Eskrim Dünya Şampiyonası’ndaki olağanüstü performansının akabinde TASS muhabiri Veronika Sovetova’nın kendisi ile gerçekleştirmiş olduğu röportajı sizinle paylaşıyoruz.
Kendisi olağanüstü birisi ve modern eskrimin yıldızları ve idollerinin spor kariyerleri boyunca, yaşadığımız benzer korku ve endişelere sahip olduğunu, bunların nasıl üstesinden gelebileceğimizi ve en üst seviyeye nasıl çıkabileceğimizi bizlere anlatıyor.
Bu güzel röportajın Türkçe halini de paylaşmak istedik! Metnin orjinal halinin Rusça olması, Rusça bilmeyen kişilerin bu röportajdan ilham almasını engellememelidir. İşte Rusya Eskrim Federasyonu web sitesinde yayınlanmış olan röportajın Türkçe’ye çevirilmiş hali. Umarım siz de bizler gibi Inna Deriglazova’yı büyüleyici ve dinamo bir sporcu olarak bulursunuz.
Flöre Sporcusu Inna Deriglazova maskesinin altında ağladı, ama antrenörünün sözünü dinlemekten vazgeçmedi
25 Temmuz 2019
Rio Kadınlar Flöre Olimpiyat şampiyonu Inna Deriglazova, kısa bir süre önce Budapeşte’de düzenlenen Dünya Şampiyonası’nın parlayan yıldızı oldu. Hem ferdi hem de takım müsabakalarında altın madalya kazandı. Olimpiyat şampiyonu olduktan sonraki hayatını, kızının hayatını nasıl etkilediğini, antrenörünün nasıl onu demir iradesine kavuşturduğunu ve Dünya Şampiyonasındaki korkularını nasıl yendiğini TASS ile yapılan bir röportajında anlattı.
Veronica Sovetva: Inna, Dünya Şampiyonasında ferdi müsabakalarda altın madalyayı kazandıktan sonra, bu şampiyonayı bir yıldır beklediğinizi söyledin. 2018 yılında Çin’de düzenlenen Dünya Şampiyonasında kaybetmen seni nasıl etkiledi?
Inna Deriglazova: Wuxi’deki yenilgi benim için bir trajediydi. Bu kelimeyi kullanmaktan korkmuyorum. Gösterdiğim çabalar ve verdiğim emeklerin hiçbiri işe yaramadı. Ne ferdi ne de takım müsabakalarında. Durum bu olunca yeni sezona sıfırdan başlamam gerekliydi. Her şeyi bırakmak, unutmak ve sadece çalışmak durumunda kaldım.
Uzun bir süredir endişeliydim. Neden istediğim şekilde değil de bu şekilde oldu diye sürekli kendimle çatışma halindeydim. Daha fazla antrenman yapmaya çalıştım, ama korktum. Ya tekrar işe yaramazsa? Bir önceki sezon da geçen sezonda olduğu gibi, sezona oldukça başarılı bir şekilde başladım, ancak ya bir önceki sezon olduğu gibi, sezonun ana müsabakası olan Dünya Şampiyonasında başarısız olsaydım? Bundan çok korkuyordum.
Son iki gün kala ciddi anlamda endişelenmeye başlamıştım ve çok tedirgin oldum. Direkt eleme tablosunu, nelerin olabileceğini ve nasıl olabileceğini zaten biliyordum çünkü hepsini daha önce defaatle yaşamıştım, ancak gergindim. Fakat sonrasında bu durumun üstesinden gelebildim. Kendimi zapt edebilmeyi, sinirlerimi kontrol altına almayı, acele etmemeyi ve her hareketimi kontrol etmeyi başardım. Her şeyin sorunsuz biçimde ilerlediğinden dolayı mutluyum.
VS: Budapeşte’de ferdi müsabakalarda zafere ulaştıktan sonra bir görevi yerine getirmiş gibi bir hissiyatınız oldu mu?
ID: Elbette hayır! Müsabakaya ferdi ve takım müsabakaları olmak üzere iki yarışmaya geldim. Tabii ki tebrik ve takdir dolu anlar yaşadım ve memnuniyet duydum. Ancak, ertesi gün hepsini unuttum. Takım müsabakaları için ciddi bir çalışma vardı.
VS: Bu sezonun sonunu Tokyo’daki Olimpiyatlara açılıyor, en üst düzey platform.
ID: Doğru, ama şu an Dünya Şampiyonlarıyız [not: Olimpiyat elemelerinde çok büyük bir avantaj sağlamaktadır.
VS: Ve hem ferdi hem de takım şampiyonluğu unvanı sana ait.
ID: İlk defa aynı şampiyonada iki şampiyonluğu da kazandım ve bu gerçekten bir zafer. Farkındayım. Sanırım gerçekten iyi iş çıkardığımı söyleyebiliriz. Bu durum, doğru şekilde hazırlandığımız ve aynı düşünce yapısı ile Olimpiyat Oyunları çalışmalarına devam edeceğimiz anlamına gelmekte.
Ancak Olimpiyatlar diğer tüm müsabakalardan farklıdır. Orada her şey olabilir ve defaatle, güçlü bir eskrimcinin nesnel açıdan daha zayıf bir eskrimciye karşı kaybettiğini gördük. Bu yüzden takım olarak bu madalyalarımıza kısa bir süreliğine seviniyoruz. Hedefimiz Tokyo.
VS: Rio de Janeiro’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları zaferinizin üzerinden üç yıl geçti. Bu denli uzun zamandan sonra, Oyunlardan çıkarmış olduğunuz ana ders nedir?
ID: Birçok hata yapmış olmam, ama yine de kazanmam. İtalyan Elisa di Francisca ile aramızda geçen final müsabakasında oyunun kontrolü bir onda, bir bendeydi. Bunu söylemem gerekli, ihtiyacınız olan şey cesarettir! Yaptığınız işten emin olmalısınız. Herkes kazanmak ister ve rakibiniz de sizinle aynı endişelere sahip. İkiniz arasındaki müsabakada, cesaret kazanacaktır.
VS: Olimpiyatlardan sonra hayatınız değişti mi?
ID: İnsanların tutumu değişti, artık beni bir Olimpiyat Şampiyonu olarak görüyorlar. Şimdilerde tanınan ve önemli bir insan olduğum Kursk’un yakınlarında küçük Kurchatov kasabasında yaşıyorum. İnsanlar Olimpiyat madalyası kazanabilmenin kolay olmadığını biliyorlar. Uzun yıllar süren antrenmanlar ve hayatınızın yarısını bir spora adamanız… Buna ulaşmak bir rüyadır.
Popüler bir futbol takımımız ya da büyük tenis yıldızlarımız yok, bundan dolayı Olimpiyat şampiyonu olduğum için insanlar beni tanıyor, fotoğraf çekinmek ve imza almak istiyorlar. Ama kendimi bir yıldız gibi tanıtmıyorum. Gördüğünüz üzere ben basit bir insanım. Ünlü tavırları benim karakterimde yok. Ben o tarz bir insan değilim. Bana bir yıldız olduğumu söylemeleri tabi ki güzel bir şey. Her ne kadar ben kendime öyle demesem de.
VS: Rio’dan sonra, ‘Ben harika bir eskrimciyim, Olimpiyatlarda bunu kanıtladım ve bu kadarı yeterli’ şeklinde bir düşüncen oldu mu?
ID: Hayır, böyle bir düşünce aklımdan bile geçmedi! Olimpiyat şampiyonluğu bile yapabileceklerimin sınırına ulaştığımı düşündürtmedi. Beş kez Olimpiyat şampiyonu olan sporcular var. Hatta İtalyan Valentina Vezzali daha iyisini başardı. (TASS yorumu – Vezzali’nin 6 Olimpiyat şampiyonluğu ve 16 Dünya şampiyonluğu bulunmaktadır) Bunlar uğruna çaba sarf etmem gereken çok daha üst düzey başarılar. Özellikle sporu bırakmayı düşünmediğim için. Sürekli olarak Olimpiyatlarda kazandığım altın madalyamı düşünürsem, yenilerini ekleyemem.
VS: Tüm bunlara ek olarak, bir annesin.
ID: Bu konu benim için en zor konudur. Kızım on yaşında ve ben her zaman daha fazla zaman geçirmek istiyorum. Tüm müsabaka ve kamplardan sonra eve koşuyorum. Ailem her zaman bu durumların benim işim olduğu konusunda anlayış göstermiştir.
O yaşlarda her çocuk annesiyle birlikte olmak ister, ben de her zaman kızımla olmak istiyorum. Ondan ben sorumluyum. Onun sırtını yaslayacağı dağım. Onun için her zaman endişeleniyorum. Bazen kendime bu motivasyonu nereden sağladığımı soruyorum. Kızım sayesinde bu kadar motive olabiliyorum. Kızımdan bu sıklıkta ve uzun süreler boyunca uzakta kalmaya katlanıyorsam bunun bir karşılığı olmalı. Kendimi tamamen spora vermiş durumdayım, buna çok önceden karar verdim ve kazanmak zorundayım. Ya istediğim sonuçları elde etmek, ya da evde ailemle birlikte olmak zorundayım. Düşüncem bu şekilde.
VS: O da sporla ilgileniyor mu?
ID: Eskrim antrenmanlarına başladı. Genel anlamda sanata daha ilgili. Dans ediyor, hatta evin aynasının önünde bile dans ediyor. Onun da sporla ilgilenmesini istiyorum, ama daha çok sevdiği bir şey bulursa, seçimi kendisinin yapmasına izin vereceğim. Benim gibi olması konusunda ısrar etmeyeceğim. Çocuklarını spor yapmaya zorlayan birçok antrenör-veli biliyorum. Çocuklar isteksiz bir şekilde antrenmanlara gider ve olumsuz duygularla salonu terk eder. Başarı elde edebilmeleri için motivasyonlarını nerden sağlayabilirler?
VS: Eskrimin biraz da olsa içerisinde olan insanlar tarafından adınız her zaman antrenörünüz Ildar Mavlyutov ile anılır. Birlikte uzun yıllar geçirdiniz ama ilk çalışma zamanlarınızı hatırlıyor musunuz?
ID: Elbette hatırlıyorum. İlk başladığımda dört yıl boyunca Lydia Safiullina ile çalıştım. Benim ilk antrenörümdü. Sonrasında doğum iznine çıktığında Elena Kozhikina ile çalışmaya başladım. O esnada genç bir eskrimci olarak ilk başarımı elde ettim. Mavlyutov’un dikkatini çekmek o kadar kolay değildi, ama bu başarımdan sonra hemen beni fark etti.
Çok zayıftım ama aynı zamanda inatçıydım. Antrenörüm bana 50 kez şınav çekmemi söylediğinde ben 60 kez şınav çekerdim. Bana 100 kere hedef dürtüşü yapmamı söylediklerinde ben 120 kere yapardım. Her zaman söylenilenden daha fazlasını yaptım. Antrenörlerim ‘Diğerlerinden daha iyi olmak istiyorsanız, diğerlerinden daha çok çalışmanız gerekir’ sözünü aklıma kazıdı. Bu söz eskrime ilk başladığım gün beynime yerleşti ve bir daha hiç terk etmedi.
Çok zorlu olmasına rağmen onunla antrenman yapmak benim için bir onurdu. Tavrı çok sertti. Yaşımızdan ve tecrübesizliğimizden dolayı, ona bir şey söylemeye çekiniyorduk. Hatta bazen acı çekmemize rağmen çalışmaya devam etmemizi istiyordu.
VS: Durum hala aynı mı?
ID: Tabii ki şuan fikrimi dinliyor ve antrenmanlarımız devam eden bir diyalog halinde seyrediyor. Fakat hala çok ısrarcı ve disiplinli. Budapeşte’de bile, Dünya Şampiyonası’nda ferdi müsabakalarda kazandığım altın madalyadan sonra, finalde eskrimimin sadece yüzde yirmisini kullandığımı ve daha iyisini yapabileceğimi söyledi. Bu durum bazen can sıkıcı olabiliyor, övülmem gerekmiyor mu? Ya da Olimpiyatlarda altın madalya kazandıktan sonra “Maç iyiydi, ama sonunda…” diye devam ediyor. Bu şekilde beni sürekli olarak çalışmaya motive ediyor ve ben de kazandığım başarılardan sonra durmuyorum, böylece kendimi geliştirebiliyorum.
Ona minnettarım. Uzun yıllardır devam eden bir ilişkimiz var. Beni küçük bir kız çocuğundan demir iradesi olan bir kadına dönüştürdü.
VS: Wuxi’de düzenlenen bir önceki Dünya Şampiyonasında başında o yoktu.
ID: Orada ve ondan önceki Avrupa Şampiyonasında maalesef benimle değildi. Avrupa şampiyonasında ferdi müsabakalarda altın, takım müsabakalarında ise gümüş madalya kazandım. Sonra Dünya Şampiyonasında ise ferdi müsabakalarda madalya alamadım ve müsabakayı 5. olarak tamamladım. Benim için tam anlamıyla bir trajediydi. Çeyrek finalde Fransız rakibim Ysaora Thibus’a karşı bir puan ile kaybettim. Maça önde başladım, ama sonrasında çöktüm ve formumu devam ettiremedim. Benim için büyük bir hayal kırıklığıydı. İki gün sonraki takım müsabakalarında bu durumu tersine çevirmek istedim. Takım müsabakalarında Güney Kore’ye karşı kaybetmemizle her şey daha da kötüye gitti. Her iki sporcunun da kreatif bir biçimde eskrim yaptığı maçları seviyorum. Ama Koreli eskrimciler, kendileri kreatif bir tutum sergilemektense rakibin hatalarını bekleme ve eskriminizi yıkıma uğratma taktiğini seçmişlerdi…
VS: Wuxi’de, o sırada sağlık sorunları yaşayan antrenörünüzün eksikliğini hissettiniz mi?
ID: Durumunu kişisel olarak yorumladım ve onun için çok endişelendim. Antrenörünüzle uzun yıllar çalıştığınızda, ona ihtiyaç duymaya başlarsınız. Antrenörünüz ihtiyacınız olduğu anda neye ihtiyacınız olduğunu bilen, size ne söylenmesi ve ne şekilde söylemesi gerektiğini herkesten daha iyi bilen kişidir. Bana eskrimi öğretti ve beni yetiştirdi. Eskrimimi biliyor. Bu çok yakın bir ilişki.
Defaatle, tartıştığımız durumlarda bunun elde ettiğim sonuçlara yansıdığını gözlemledim. Birbirimize çok yakınız ve birlikte çok iyi çalışıyoruz. Ben de o da kompleks kişiliklere sahibiz. Bazen birbirimizin fikirlerine katılmıyoruz. Bazen an içerisinde gerçekten yapmam gereken şeyleri doğru bulmuyorum bazen de o çok yüklendiğini fark etmiyor. Ama bu işimiz ve gerçekten zor bir iş.
VS: Eskrim becerileriniz bir kadının olarak gündelik hayatınızda da işinize yarıyor mu? Mesela yemek yapmak için sebzeleri diğer insanlara nazaran daha hızlı mı kesiyorsunuz?
ID: Bu gibi hususlarda kesinlikle etkili olmuyor. Ama şunu söylemeliyim ki, eskrimciler diğer insanlara nazaran daha hızlı düşünüyorlar. Araba yolculuklarından örnek verelim. Arka koltukta oturuyorsunuz bu araç bu yönde devam edecek, diğeri başka yöne hareket edecek gibi şeyleri tahmin ediyorsunuz. Ve her şey aynı anda gerçekten düşündüğünüz şekilde gerçekleşiyor. Bir yere gitmek için taksiye bindiğimde genellikle kafamın için şöföre karşı ‘Ne halt ediyorsun?!’, gibi düşünceler oluyor.
Sporla yapan kızlar hayata karşı daha güçlü, daha inatçı, daha azimli ve daha kararlıdır. Bunları bize spor öğretiyor. Bu özelliklerimi hayatımda uyguladığımda her zaman haklı olmayabiliyorum. Bazen çok yardımcı oluyorlar, bazen de çatışmaya sebebiyet verebiliyorlar. Özellikle ilişkilerinizde çok inatçıysanız.
VS: Eskrim canınızı acıtıyor mu?
ID: Kaybettiğinizde canınız yanıyor. Başarılı olamadığımda kalbimi acıtıyor. Fiziksel acı hiçbir şey. Tüm spor branşlarında biraz acı çekersiniz.
VS: Satrançta bile mi?
ID: Satrançta da beyniniz yanıyor 🙂
VS: Sizin beyniniz de yanıyor mu?
ID: Tabii ki yanıyor! Ve elbette belli başlı morartılar eskrimde çok yaygındır. Özellikle şimdi yaz aylarında rahatsız edici olabiliyor. Şort giymek istiyorum, ama bacaklarımda siyah ve mavi morartılar var. Normal bir kişi muhtemelen bu kızın çok ciddi problemleri var diye düşünür :).
TASS’tan Veronika Sovetova tarafından röportaj.
Bu röportaj çevirisini okuduğunuz için teşekkür ederiz! Umarız siz de bizim kadar Inna Deriglazova’nın bakış açısını ilham edinmişsinizdir. Dünya şampiyonu bir eskrimcinin demir iradesini ve azmini anlayabilmek hepimiz için önemlidir.
Alıntılar için Kaynak:Academy Of Fencing Masters
Yazar: Irina Chirashnya
Düzenleyen: Recep Koç
Çeviri: Abdussamet Arslan
Fotoğraf: EPA-EFE/Tibor Illyes HUNGARY
Makalenin orjinalini bu bağlantıda bulabilirsiniz.